Seyyid Süleyman: Kirmani demiştir ki: Demir kırı hayvan görmek, şöhrete işarettir. Böyle bir ata binen iyi veya kötü şöhret yapar. Demir kırı ve alnı akıtmalı bir hayvanın üzerine binmek büyük bir zatın işlerine müdahale edeceğine işarettir. Demir kırı atını başka bir renge boyayan, hayır görür. Siyah ata binen selamete çıkar. Devletten yardım alır.
Ebu Said'ül Vaaz demiştir ki: Demir kırı at ve beygir diğer renkteki atlara göre daha değersizdir. Dolayısıyla demir kırı ata bindiğini gören, her işinde zorlukla karşılaşır, reddedilir.
Yağız yani siyah at izzet, itibar ve maldır.
Ebu Said'ül Vaaz'ın beyanına göre yağız ata binmek; yolculuğa, bu sayede hayra ve menfaata nail olmaya delalettir.
Doru at; kuvvet, ferah ve izzettir. Ebu Said'ül Vaaz doru ata bilhassa koyu doru ata binmeyi, büyük ni'met ve mertebeyle yorumluyor. Kirmani bu yoruma ilaveten doru taya binmeyi, zengin bir cariye ile ifade ediyor.
Al at, dinde selamettir. Sultan sayesinde mevki ve şeref kazanmaktır. Fakat, Kirmani al ata binmeyi, izzet ve itibarda küçük bir sarsıntıyla tabir ediyor.
Kula at; hastalıktır. Ona binen hastalanır. Dişi bir kula taya bindiğini gören hastalıklı ve karamsar ruhlu bir kadınla evlenir.
Kır at çok büyük hayır ve makamdır. Eğer bu dişi bir tay ise, güzel ve iyi ahlaklı bir zevceye (kadın eş) işaret eder. Kirmani'ye göre siyah ata binen dertten kurtulur.